18 Ekim 2023 Çarşamba

YENİKAPI METROSU


 

Yenikapı metrosuna bir çocuk bindi

Dört yaşından belki biraz büyüktü

Babasının kucağı güvenli bir limandı

İnsan seli içinde dar bir patika açtı

Sessiz baba gururlu, karşımıza oturdu

Sarıp küçük çocuğu, öpücükle avuttu

 

Bacaklarını açıp, sakladı yavrusunu

Birkaç saat kalmıştı bozmaya orucunu

Bir gül sarmaşıktan hallice dolandılar

Bir baba bir çocuktu, bir varmış bir yoktular

Yalıyordu durmadan kırmızı bilekleri

Tünel yuttu götürdü, saklı tüm dilekleri

 

Bilekten dirseklere hep ıslaktı derisi

Buruş buruş olmuştu, hep kolların gerisi

Başka yere yeltenir, yanındaki birisi

Temiz pak üstü başı, öte berisi

Ellerinin yerinde el yerine yel vardı

Eksik iki uzuvla, baba boynunu sardı

 

Kucağımda bir poşet oyuncak araba

Mavi olanı sakladım sıkı sıkı avcumda

Gök gibi, deniz gibi, umut gibi maviydi

Bilekleriyle tutup sürmeyi bilir miydi

Bu oyunla acıyıp kırılır mı ki kalbi

Minik kalp kaç yerden, kaç kez kırılabilirdi

 

Yüzü babasına, sırtı bana dönüktü

Bilmediğim bir dilde bir şeyler söylüyordu

Küçücüktü bedeni sanki güneş parçası

Demir rayda başladı üç beş adam yargısı

Babası dinlemiyor, çocuksa susmuyordu

Dört yıllık yaşamından enerji saçıyordu

 

Kırmızı bandanalı başı sola çevirdi

Felç oldu kör yüreğim, ruhum o an ezildi

Ne kulaklar yerinde ne gözleri ne burnu

Griye döndü birden mavi rengi umudun

Küçük yanmış başının orta yeri bir yardı

Bir gül gibi açılmış gülen bir ağız vardı

 

Sıkı sıkı elimde minik mavi araba

Avucumdan döküldü ağır zehirli cıva

Usul usul açıldı parmaklarım yerinde

Bu acı sağalır mı inandığım bilimde

Acı dolu bakışlar metroda büyüyordu

Baba göğsünde çocuk, sessizce gülüyordu

 

Metro istif insanla dolup boşalıyordu

Hayretler çoğalıyor, sesler yükseliyordu

Kulak memelerini çeken sağlıklı eller

Tıklatacak tahtayı aranıp duruyordu

Tahta bulunamazsa tıklatacak diş vardı

Bela bu, itinayla batılla savılırdı

 

Düşük kaşlar, kısık gözler, bütün yüzler asıktı

Haline şükredenler vicdanla barışıktı

Akşam evde sıcak aş, tepemizde dam vardı

Ne de olsa zekatlar bir yıl olsun şaşmazdı

Yenikapı metrosunda bir yaralı çocuktu

Babasına sarılmış, gülüşüp oynuyordu

 

Tüm bu istif insanlar, varınca evlerinde

Kanal değiştirecek savaş haberlerinde

Bir kısmı izleyecek, elbet küfredecekler

İlk zeytini yiyip de ilk suyu içecekler

Verdiği nimet için Hakk’a şükrederlerken

Yanık yüzlü çocuktan, o an bahsedecekler

 

Beyaz camın ardında sandığım hayatlardı

Bugün anladım işte, kanlı canlı bir andı

Bambaşka yüreklerde, başka başka yüzlerde

Tahayyülün ötesi büyük bir acı vardı

Herkes kendi derdine yanıp kavruluyordu

Çocuk tüm bu kavgayı yüzünde taşıyordu

 

Ne akan kan ne giden can ne vatan

Dört yıllık bir ömürdü ciğerlerimi yakan

Yenikapı metrosuna bir çocuk bindi

Kör yüreğimi dağladı

Yenikapı metrosundan bir çocuk indi

Neşeli şarkılar söylüyordu

 

 

Merve Evren, Haziran 2017

Yenikapı, İstanbul

24 Haziran 2016 Cuma

Rektör ile Başbaşa : MEDİKAL İLLÜSTRASYON



Bugün sevgili Duygu Gümürdü Şençamlar'ın Ege Üniversitesi TV ekranlarında sunduğu 'Rektör ile Başbaşa' programına Ege Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ve BİTAM Genel Koordinatörü Prof. Dr. Fazıl Apaydın ile birlikte canlı yayında konuk olduk ve medikal illüstrasyon konuştuk.
Programın ikinci yarısında medikal illüstrasyon üzerine yaptığımız sohbeti izleyebilirsiniz.
Yapımda ve yayında emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimle.



22 Haziran 2016 Çarşamba

10th INTERNATIONAL MOTONEURON MEETING

10. Uluslararası Motoneuron Kongresi'nin 3. günündeyiz. Organizasyon komitesinde bulunduğum kongrenin benim için en güzel yanlarından biri katılımcıların yaka kartlarından panolara, sunumlardan kitapçıklara, hatta sağa sola yaslanmış masaların üzerinde çizimlerime yer verilmesi oldu.
Harika insanlarla bir aradayım ve müthiş vakit geçiriyorum. Çok şey öğreniyor, çok şey paylaşıyorum.
Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ederim.


1 Mayıs 2016 Pazar

Gediz Üniversitesi 'I. Incredible Machine: Human Body' Seminer ve Sergi

Dün Gediz Üniversitesi'ndeydim. Biyomedikal Mühendisliği Bölümü tarafından düzenlenen 'I. Incredible Machine: Human Body' isimli toplantıda yayınlarda ve projelerde illüstrasyonun gücü, basit power point bilgileri ile kendi bilimsel animasyonlarını nasıl yapabilecekleri ve bu alandaki süreçler ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik. Hayallerin peşinden koşmayı ve o hayalleri gerçeğe dönüştürmek için neler yapabileceğimizi konuştuk. Beni Kuzey Kıbrıs Gaziler ormanında ismime bağışladıkları bir adet fidan ile onurlandırdılar. Kendilerine misafirperverlikleri ve ilgileri için çok teşekkür ederim. İlgilenenler için "Medikal İllüstrasyon Sergisi" üniversitelerinde 4 Mayıs'a dek sergilenmeye devam edilecek.

17 Şubat 2016 Çarşamba

ELVEDA WACOM CINTIQ COMPANION


Yaklaşık 7 yıllık wacom kullanıcısıyım. Bugüne dek pek çok modeli ile yakınlık kurdum. Ancak ilk elime aldığım günden sonra, son aşkımın companian olduğuna inandım.
Tam 2 sene önce Şubat ayında kavuştuk. Ancak çok sıkıntılı geçen hamilelik sürecim ve sonrasındaki malum olaylar neticesinde epey sonraları yakınlaşabildik...
Derken geçtiğimiz yıl en başından beri süregelen şarj problemi ile ilgili araştırma yaparken, bu seride üretim hatası olduğunu ve wacom'un cihazları geri çağırdığını öğrendim.
Amerika'ya gönderdim, tamir edip geri gönderdiler. Bir kaç ay sorunsuz kullandım. Sonrasında asla şarj olmayan bir bilgisayara dönüştü... Acil bir proje yetiştirmem gerektiğinden ve yurt dışına götürmekle vakit kaybedemeyeceğimden Bostanlı'da bir bilgisayar tamircisine Wacom'u açtırıverdim.
Garanti kapsamından çıkmış oldu.
Bir haftadır aynı şekilde sorun yaratan ve yedeklemeyi akıl ettiğim cihaz bugün sanıyorum son nefesini verdi.
Aşağıda Companian ile yaptığım çalışmaların bir kısmı var...
 
EDIT: 
Servisin 700 dolara yapabileceği bilgisayarımı, küçücük bir sokak arasında işini büyük bir aşkla yaptığı her halinden belli olan bilgisayarcı arkadaş 150 liraya tamir etti!
Evet belki şarj olmuyor ama fiş takılı olarak çatır çatır çalışıyor.
Bu şekilde
beni bir sene idare eder diye umut ediyorum. Sonra yeni modellere bakarız artık...
Şu an o kadar mutluyum ki, mümkün olsa 'listemdeki tüm takipçilere benden çay!' diye bağıracağım.
Küçük esnafı seviyorum. 
 

18 Ocak 2015 Pazar

'Yüksekokullar için Fizyoloji' Kitabı

İllustrasyonların tamamını yapma şansına sahip olduğum, editörlüğünü Prof. Dr. Berrak Ç. Yeğen'in üstlendiği 324 sayfalık kapsamlı genel insan fizyolojisi kitabı 'Yüksekokullar İçin Fizyoloji'ye internetten ve tüm tıp kitap evlerinden ulaşabilirsiniz.
satın almak için tıklayın



28 Kasım 2014 Cuma

oğlumu beklerken

Hastanede oğlumun dünyaya gelişini beklerken yattığım üç aylık zaman zarfında
kalemimden dökülenler...





30 Ekim 2014 Perşembe

araf

Uzun zaman olmuş.
Bana beş asır gibi gelen beş ay. Ben bu beş ayın üç ayını hastanede aralıksız yatarak geçirdim.
O üç ayın sonunda oğlumu dünyaya getirdim.
Ve onu kucağıma aldıktan üç gün sonra canımın yarısını, annemi kaybettim.
Acılar yaratıcılığı besler derler. Bazen acı öyle bir yerden vurur ki, beslenmek bir kenara dursun; yutkunamazsınız bile.
Bir ağustos ayı, o zamana dek en kıymetlim olan kişiyi benden aldı ve o zamandan itibaren en kıymetlim olan kişiyi ömrüme kattı.
Velhasılıkelam; annelik cennetmiş, annesizlik cehennem.
Ben, araftayım.

11 Mayıs 2014 Pazar

MUCİZENİN FOTOĞRAFÇISI

Lennart Nilsson'u tanıyor musunuz?
Kendisi her eline profesyonel bir kamera alıp, deklanşöre basanın fotoğrafçıyım dediği bir zamanda zekası, gözlem yeteneği ve yaratıcılığı ile bu mesleğe kimliğini katıyor.
Medikal fotoğrafçılığın da öncüsü olan bu muhteşem adam, kendi geliştirdiği yöntem ile ana rahmindeki bebeğin fotoğraflarını çekerek, bana da mesleğimde ilham kaynağı oluyor.
Nilsson 92 yaşında, tanışabilmeyi çok isterdim ancak şu an O'nun incelikli ve nitelikli ruhunun ipuçlarını ancak sanatında bulabiliyorum.
Sayfasını incelemenizi ısrarla öneririm.
http://www.lennartnilsson.com/

 http://lennartnilsson.com/

3 Mayıs 2014 Cumartesi

8. ULUSAL BÖTE ÖĞRENCİ KURULTAYI'NDA MEDİKAL İLLUSTRASYON





Bugün Ege Üniversitesi
8. Ulusal Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Öğrenci Kurultayı'nda "Medikal İllüstrasyon ve Animasyon" konulu bir seminer verdim. Büyükçe bir salonda öğrenci arkadaşlar konuya çok ilgi gösterdiler.
Hep söylüyorum, 50 kişilik de 500 kişilik de olsa katılımcılar, sonunda aralarından bir kişi bile bu mesleğe gönlünü kaptırsa, kârlı çıkarız.
Seminer sonunda bana teşekkür belgesi olarak ismime dikilen bir fidanın sertifikasını veren Doç. Dr. Jale İpek ve öğrenci arkadaşlar, çok büyük bir incelik yapmış oldular.
Düzenleyicilere, katılımcılara ve beni davet edenlere çok teşekkür ederim.
El ele, bu mesleği ülkemizde hak ettiği yere taşıyacağız.

26 Nisan 2014 Cumartesi

ŞİİR RUHLU ADAMLAR - 2






Aklımın kurallarını aşan şiirlerin sahipleri...
“Şiirin orta hallisi veya kötüsü için kurallar, ustalıklar bir ölçü olabilir; ama iyisi, yükseği, harikuladesi aklın kurallarını aşar. Onun güzelliğini tam olarak görenler, bir şimşeğin ihtişamına benzer bir pırıltı görmekle kalırar. Büyük şiir muhakememizi tatmin etmez, allak bullak eder."  Montaigne

22 Nisan 2014 Salı

ATÖLYE'DE OYUN ve SANAT


ATÖLYE'de 'Oyun ve Sanat' isimli sergisiyle izleyici ile buluşan Serhat Özer ile birlikteydik. Kendisi geri dönüşümlü objelerden sanat yapan, özellikle çocuklarla gerçekleştirmiş olduğu etkinliklerde onlara sanatın erişilebilirliğini hissettiren bir sanatçı.
Çocuklara sanat aşılamak ve yaratıcılıklarını geliştirmek, onları zorla kurslara götürmekten ibaret olmamalı. Bir çocuk oyun dendiğinde, tablet bilgisayarların sunduğu bir karışlık dünyadan fazlasını anlamalı.
Çocuk bayramımızı kutlamaya hazırlandığımız bugün çekimlerini yaptığımız programımızı 25 Nisan Cuma 16.00'da http://tv.ege.edu.tr/canliyayin/ linkinden izleyebilirsiniz.
Tüm çocukların ve çocuk ruhlu arkadaşlarımın bayramını da bu vesileyle kutluyorum.


11 Nisan 2014 Cuma

ATÖLYE'de SOFT PASTEL ÇALIŞMALARI ile MUSTAFA YÜCE

Soft pastel çalışmaları ile tanınan Mustafa Yüce'nin atölyesinde kendisi ve çalışmaları üzerine yaptığımız programımız. Programda soft pastel çalışmalarından örnekler, bu sanatın incelikleri ve güzel sanatlar fakültesine hazırlanan öğrencilerin kısa röportajlarını bulabilirsiniz.

2 Nisan 2014 Çarşamba

SABAHATTİN ALİ'nin hatırasına armağanım...




Sabahattin Ali... Türk edebiyat tarihinin erken ve dramatik kayıplarından biri. Kısa ömründe ürettiği benzersiz eserler ile okuyucularının aklında ve kalbinde derin izler bırakan Ali'nin Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan çok kapsamlı kitabı 'Sabahattin Ali: Bütün Eserleri - Eleştirel Basım'ı okumaktayım.  
Romanlarını, öykülerini, kısa yazılarını ve şiirlerini özetle, sadece 2-3 ana renk kullanılarak yapılmış çok sade, çok çarpıcı ve çok derin muazzam tablolara benzetiyorum.
Zamansız ve haksız ölümünün 66. yılında bugün, tam da yeni bitirdiğim 'değirmen' öyküsünden sonra sarstığı yüreğimden ve uyuşan ellerimden Sabahattin Ali'nin hatırasına bu küçük portreyi armağan ediyorum.

3 Mart 2014 Pazartesi

1st SCIENCE INSPIRED ART CONTEST

Facebook üzerinde 200.000'den fazla takipçisi bulunan, en kapsamlı bilimsel sanat sayfasının düzenlemiş olduğu '1st Science Inspired Art Contest' isimli yarışmaya katıldım. Çalışmalarımı beğenirseniz aşağıda linklerini verdiğim sayfalarda görünen 'vote'u tıklayarak bana oy verebilirsiniz.
Yarışma kapanış tarihi 31 Mart 2014. Oy kullananlara şimdiden teşekkür ederim.






Breathless için:
http://woobox.com/uvhhc8/vote/for/2079410

'the creation of Adam inspired carpal tunnel syndrome' için:
http://woobox.com/uvhhc8/vote/for/2079503







'Mona Lisa inspired Breast Cancer' için:
http://woobox.com/uvhhc8/vote/for/2079458




'my sketch book' için:
http://woobox.com/uvhhc8/vote/for/2079444

20 Şubat 2014 Perşembe

'MEDİKAL İLLUSTRASYON' üzerine keyifli bir sohbet...

Ege Üniversitesi Televizyonu'nda, Haluk Soyuer ve Hulusi Berik'in konuğu olduğum 'Girişim Benim' programında bilimsel sanat & medikal illustrasyon konusunda, aşağıdaki başlıklar üzerine yapmış olduğumuz keyifli sohbeti izleyebilirsiniz.
  • 'Medikal İllustrasyon' konusunun girişimcilikteki yeri 
  • Çok disiplinli düşünme ve çok disiplinli çalışma ile yaratıcı endüstriler alanı 
  • Neden resim değil de 'illustrasyon' diyoruz? 
  • Medikal illustrasyon nedir? 
  • Türkiye ve Dünya'daki yeri ne durumdadır? 
  • Medikal illustrasyonun fotoğraf, mikroskobik görüntü, video vs. gibi görsel araçlar ile karşılaştırılması 
  • Bu alanda çalışmak isteyen ne yapmalıdır, hedefleri ne olmalıdır? 
  • İstihdam nasıldır? 
  • Medikal illustrasyon sergisi

5 Şubat 2014 Çarşamba

YENİ WEB SAYFAM: www.merveevren.com

Uzun zaman sonra yeniden merhaba.
Daha önceki sitemde sadece medikal illustrasyon çalışmaları paylaşırken, yeni sayfamda sanatsal işleri, tv programlarını ve sergimizi; kısaca beni anlatan pek çok şeyi paylaşmaya çalıştım.
Memnun kalmanızı dilerim.

9 Kasım 2013 Cumartesi

YÜREĞİME SİNEN BOYA KOKUSU






Bu resmi 2002 yılının başlarında, henüz 16 yaşımdayken yapmıştım okulum Eskişehir Anadolu Lisesi sınav salonunun duvarına.
Bir kaç kutu yağlı boya, bir kaç litre tiner, resim yağı ve bir avuç simden fazlası idi duvarda izi kalan.

16 yaşındaki genç bir kızın heyecanı, hüznü, mutluluğu ve umutlarıydı. Kocaman bomboş bir yüzeye yayılan özgürlüktü. Dinlediğim müziklerden süzülen ezgiler, okuduğum kitaplar, ezberlediğim şiirlerdi.
Geçenlerde karşılaştığım bir hocama korkarak sordum ve artık yerinde olmadığını öğrendim. Çok üzüldüm. Yalnız bu fotoğraf hatıra kaldı.
Bir de yüreğime sinen boya kokusu.

1 Kasım 2013 Cuma

İÇİMDEKİ OKYANUS


Sanatçıların ve doktorların egolarının çok yüksek olduğunu söylerler. Bu yadsınacak, inkar edilecek ve utanılacak bir şey değildir. Yitmekte olan bir organ, bir işlev hatta bir can; bir ölümlünün dokunuşları ile geri dönebiliyorsa eğer, bu o ölümlüye tanrısal bir güç hissettirir.

Aradaki fark doktorlarda (bilhassa cerrahlar) bu durumun sonradan geliştiği, yetişkin yaşta bu güce erişilmesinden dolayı belki daha kontrollü olduğu (bazen ne yazık ki tam tersi); sanatçılarda ise çoğunlukla çocukluk çağdan ve belki de doğumdan itibaren gelişip büyüyen söz konusu durumun artık o kişinin doğası haline gelmesi olabilir.

Bu çıkarımla 'sanatçı doktorlar'daki egonun tavan yapması durumu, bence son derece kabul edilebilir.
Şahsen, kişinin egosuna karşılık gelen yargılayıcı ve dizginleyici 'süperegosu'nu geliştirdiği sürece egonun hiç de fena bir şey olmadığını ve hatta yaratıcı sürece katkıda bulunduğunu düşünüyorum.
Ancak süperegosunu geliştirmeyi başaramamış ya da yeterince önemsememiş kişiler ise çıplak egoları ile zaman zaman çekilmez hale gelebiliyorlar.

Şu sıralar büyük bir keyifle okuduğum ve tespitleri karşısında heyretler içinde kalakaldığım bir kitap, Freud'un 'Sanat ve Sanatçılar Üzerine' isimli başyapıtı.

Özetle, sanatçının oyun oynayan bir çocuk gibi davrandığını, tıpkı çocuk gibi kendisine bir hayal dünyası yaratarak bu hayal dünyasını pek fazla ciddiye aldığını, yani zengin bir duygu hazinesi ile donatarak gerçeklikten kesin sınırlarla ayrıldığını söyler.

'Sanatçı' kişinin kendisi için kullanması uygun bir sıfat değildir zira, çalışmalarımın bir kısımının eser olduğunu varsayarsak, resim yapmanın bana tattırdığı duyguların oyun çağı yıllarımdan tanıdık olduğunu söyleyebilirim.
Lego yapmaktan ve barbie bebeklerime elbise dikmekten oldukça uzaklaşmış olsam da kırmızıların, mavilerin, sarıların bir araya gelmesi ile ortaya çıkan 'o şey' bana yıllar yıllar evvel minik kova kürek ve tırmığım ile sahilde kumdan yaptığım görkemli şatolarımı uzun uzun izlemenin verdiği hazzı yeniden yaşatıyor.

Ve benim mavilerim, aklımdaki semalar, içimdeki okyanuslar... Ve benim kırmızılarım, sarılarım, küçük adamlarım, kadınlarım ve benim yalnızlarım... Her zamankinden daha gerçek ve daha yakınlar bana.
Annesinden yediği sopanın ardından odasına kapanıp oyun dünyasında dalan çocuk gibi ben de şu sıralar rengarenk boyalarımın gerçeküstü dünyasındayım.


20 Eylül 2013 Cuma

MATEMATİKSEL EVRİM ÇALIŞTAYI, EGE ÜNİVERSİTESİ TV

Ege Üniversitesi TV'de Matematiksel Evrim Çalıştayı haberimiz...
Kamera çekimleri, röpörtaj, haber metni ve seslendirmesi ile ilk haberim. :)


13 Eylül 2013 Cuma

MATEMATİKSEL EVRİM HATIRASI: DARWIN'İN RÜYASI


Sanırım ilkokuldan beri elime tebeşir almamıştım, hata yapmışım. Lise yıllarımda 'Ben ilerde resim-performans sanatçısı olucam; sokaklarda, konserlerde, sergilerde canlı canlı resim yapıcam' dediğimde pek ciddiye alınmıyordum. Ancak bir kaç kongrede tattığım bu duygu, hem insanların geri bildirimleri hem benim aldığım haz ile aslında çocukça kurduğum bu hayalin 'olabilirliğini' gösterdi.
Matematiksel Evrim Çalıştayı'nın son dersinden mutsuz mutsuz 20 dk erken çıktım. Eşsiz Şirince manzarasına baktım, derin bir nefes aldım ve ders anlatmak için bahçeye kurdukları tahtalardan birinin üzerine 'Darwin'in Rüyası' isimli bir resim yaptım. 20 dk sonra bir köşede sessizce katılımcıların ilgisini izlemek ve 'kim yaptı bunu abi yaa!' cümlelerinin ardından resmin önünde fotoğraf çektirmek için sıraya girmelerine şahit olmak paha biçilmezdi.
Biliyorum ki,
'HERGÜN GÜZEL DEĞİLDİR AMA HERGÜNÜN İÇİNDE GÜZEL BİR ŞEY MUTLAKA VARDIR.'

MATEMATİKSEL EVRİM ÇALIŞTAYI 2013


Nesin Matematik Köyü'nde 'Matematiksel Evrim' kongresindeyiz. Hani TÜBİTAK'ın evrim tartışmalı bir konudur diyerek destekte bulunmayı reddettiği kongre. Onlar tartışadursunlar, biz kütüphanede köyün köpeği ile ders dinliyor, kediler ile kitap okuyoruz.

Burda hepimiz biliyoruz ki, hiç bir canlının yaşama hakkı bir diğerinden üstün değildir, çünkü biliyoruz ki insanoğlu yerküreyi paylaşan milyonlarca türden yalnızca biridir.

Insanı farklı kılan, ellerini açıp gökyüzüne bakmaktan fazlasını yapmayı anlaması gerekliliği, yüksek muhakeme kurabilme yeteneğidir.

Güçlü bir maneviyat istiyorsanız, toprağa bakın, suya bakın, aynaya bakın. Kuşun kanadına, balığın yüzgecine, gözbebeğinize bakın. İnsan okudukça anlıyor ki, gerçek maneviyat içimizde, hücrelerimizde, "tüm canlıları sevdiğimiz ve yaşama hayranlıkla baktığımız" noktada heryerimizde.





8 Eylül 2013 Pazar

WACOM CINTIQ ÇORABI

2 yıldır Wacom'un mucize modeli Cintiq 22 HD kullanıyorum. Hız ve performansımı %100 arttırdığını düşündüğüm bu cihazın tek olumsuz tarafı fazlaca ısınması ve bir müddet sonra elinizde ve kolunuzun dirseğe kadar olan kısmında yanma hissi ile birlikte dayanılmaz ağrılara yol açması. Bu durumu belirli aralarla cihazı kullanmaya ara verip soğutarak ve çalışma sürenizi azaltarak kontrol altına almak mümkün.
Ancak bilinen bir gerçek var ki, ilham perisi oldukça nazlıdır; birlikteliğinizin en güzel anlarında kendisine sırtınızı dönerseniz size küsme ihtimali de yüksek olacaktır. Bu durumda kendi çözümlerinizi üretmek yoluna gidebilirsiniz. Ben eski ve uzunca bir çorabımın parmak kısmını keserek ve el baş parmağım için uygun bir delik açarak kendime uygun bir yöntem buldum ve neden daha önce aklıma gelmedi diye oldukça hayıflanıyorum.
Kolumu gereksiz ısınmalardan korurken, terlemeyi ve yapışmayı da önlediğinden monitör üzerine kolayca kayarak güzel bir çalışma ortamı sunuyor.
Aynı dertten musdarip herkese öneririm.
 

ŞİİR RUHLU ADAMLAR

Yıllardır yazıp çiziyorum. Ressamlar, şairler, müzisyenler, sıradan insanlar vardır bana ilham kaynağı olan. Hayatımın belirli dönemlerinde, belirli insanlar olmuştur hiç görmediğim, çokça tanıdığımı sandığım, ruhuma işleyen adamlar, kadınlar. Çoğu ben doğmadan yıllar önce bu dünyadan ayrılmışlardır ama bende ve çok kimsede izleri vardır. Gönüllerde yaşarlar.
Bu kişilerden ikisi benim için çok önemli. Şair değiller sadece, şiir ruhlu adamlar onlar!
Bu günlerde Nazım Hikmet'in 'Yaşamaya Dair'i bana böylesine sevdirirken dünyayı 'yaşadım' diyebilmem için, 'ben bir şehre geldiğim vakit o başka bir şehre gitmese' diyen Attila İlhan gerçek aşkı hatırlatıyor. Ve bana çokça ilham kaynağı oluyorlar.
Kendilerine duyduğum sevgi, saygı ve minnetten mütevellit kalemimin ucunda, defterimin en güzel sayfalarında ağırladım onları. Birlikte birer kahve içtik 2 gün arayla ve şiir okuduk bolca...

17 Ağustos 2013 Cumartesi

KAYIP NESİLLERE (The pains of a failed generation: Suicide Veil)

Resim arşivimin arasında buldum bugün bunu. 2002 imzalı, 16 yaşımı sürerken ders saati içinde yapmışım. Arkasına yazmış olduğum nottan resim yaptığım için dersten atıldığımı, kimya öğretmenimin beni sınıfın ortasında azarladığını, ondan nefret ettiğimi ve resmin ismine 'my dead hand' koyduğumu okuyorum...
Sonrasında ben güzel sanatlar fakültesine gidemedim, yıllar geçti, pozitif ve sosyal bilimler alanında başarılı olunmasının gerektiği bir çarkın içine girerek biyoteknoloji doktorası yaparken buldum kendimi.
İçimdeki resim aşkı hiç ölmedi. Ben şanslıydım. Engellere rağmen beni destekleyen hocalarım, arkadaşlarım, ailem vardı. Devam ettim, ediyorum.
Herkesin doktor, mühendis, avukat olmasının beklendiği saçma sapan bir sistem içinde, her çocuğun benim kadar şanslı olması mümkün değil. Sanırım burada en çok görev öğretmen ve ailelere düşüyor.

 
Mesleği her ne olursa olsun severek yapan insanlarla bu ülke yükselir, bu dünya güzelleşir ancak.
İyi bir ressam, müzisyen, yazar, oyuncu vs olabilecekken; suratsız doktorlara, kızgın öğretmenlere, mutsuz mühendislere, diktatör bürokratlara dönüşen nesiller ile değil.

7 Temmuz 2013 Pazar

ATÖLYE'DE DÖVME VE DÖVMECİLİK / TATTOO


Dövmecilik...
Savaşlarda tarafları ayırmaya, kavimleri sınıflandırmaya yaramış insanlık tarihi kadar eski bir sanat...
Doğuda bir ninenin alnında aşiretini, batıda bir dedenin kolunda sevdasını anlatan sanat...
Bir genç kızın belinde kelebek, bir delikanlının omzunda ejderha; bir annenin göğsünde evlatlarının ismi kimi zaman...
Kimi zaman aşk, kimi zaman öfke, kimi zaman bir çığlık, kimi zaman suskunluk dövme...
Biz Atölye olarak bir bölümümüzü 'Dövme ve Dövmecilik'e ayırdık.
Dövmenin tarihçesinden dövme çeşitlerine, kullanılan malzemelerden yapım biçimlerine geniş bir perspektifte sohbetleri İzmir'in önde gelen dövme sanatçıları ile yaptık.
İlk olarak Alsancak'ta Artcore Dövme Stüdyosu'ndaydık. Yıllardır bir çok şehirde, çok çeşitli seviye ve tarzlarda dövme stüdyosu görmüş biri olarak bu kadar temiz, derli toplu, insana Nişantaşı'nda bir diş hekimi muaynehanesine gitmişcesine hijyenik hisettiren bir stüdyo daha görmedim. İş tabii sadece hijyenle bitmiyor, ustaların hepsi mesleğine aşık, her dövmeye ilk çalışmasıymışcasına heyecanla başlayan, jübile yaparmışcasına dikkatle ve profesyonelce bitiren değerli sanatçılar. Stüdyo sahibi Azimet Emekli ömrünü ve gönlünü dövmeciliğe adamış değerli bir sanatçı. 'Genç ustalar' Anıl, Koray ve Okan yetenekleri, iş disiplinleri, yaptıran kişiye dövme üzerine verdikleri fikirleri ve ilham verici yönleri ile ayrıcalıklılar. Kapılarını çalmanızı ve kataloglarını bir karıştırmanızı şiddetle tavsiye ederim.



İkinci durağımız İzmir'de dövme denince ilk akla gelen yerlerden Köprüaltı oldu. Köprüaltı Atatürk imzası dövmesini binlerce insana hediye eden ve hala gelen talepleri geri çevirmeden ücretsiz yapan çok önemli bir stüdyo. Kendileri ile Atatürk dövmesinin çıkış hikayesini, Türkiye'de dövmeciği içeren keyifli bir sohbet yaptık.
Ayrıca program boyunca  sevgili Ahsen'in keyifli sunumu ile Ege Üniversitesi kampüsündeki bir çok gencin dövmeye bakış açısı ile röpörtajlara da yer verdik.
Kısacası Atölye bu bölümü ile çok renkli, çok siyah-beyaz...
 

5 Mayıs 2013 Pazar

ATÖLYE'DE CAM MOZAİK

















Atölyemizin ikinci bölümünde 'Cam Mozaik' sanatını işledik.
Programımızın konuğu mozaik sanatçısı Erfüz Erkınay, aslında yıllarını hukuka adamış emekli bir ceza reisi.
Mesleğini içra ettiği yıllar içinde, içindeki sanatçıyı keşfetmiş ve biz bugün onun 'cam mozaik sanatçısı ve eğitmeni' kimliği ile birikimlerinden yararlanabilme fırsatına sahibiz.
Erfüz Bey, Karşıyaka'da kurduğu sıcak atölyesinde bizleri ağırladı ve cam mozaik serüvenine dahil etti.
Sonrasında biz de kendini stüdyomuzda konuk ettik ve sanatını, güzel çalışmalarını ve projelerini kendisinden dinledik.
Ege Üniversitesi Televizyonu Atölye Programı 2. Bölümü 'CAM MOZAİK'i sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarız.






MONA LISA'NIN MEME KANSERİ OLMADIĞINI KİM BİLİYOR?












Bir kadını güzel yapan gülümseyişidir.
Mona Lisa'yı tarihin en unutulmaz, en değerli ve en bilinen eserlerinden biri yapan detay, yüzündeki o eşsiz, tarifsiz gülümsemedir.
Bir kadın her şeye rağmen gülebilir ve gerçekte içinde ne olduğunu asla bilemezsiniz.
Mona Lisa'nın meme kanseri olmadığını kim biliyor?

4 Mayıs 2013 Cumartesi

MEDİKAL İLLUSTRASYON SERGİSİ AÇILIŞ KOKTEYLİ

30 Nisan 2013 tarihinde oldukça kalabalık bir açılış kokteyli ile eserlerimizi beğeniye sunduk. Açılışa EGEONKODER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kantar ve yönetim kurulu üyeleri, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu ve tıp fakültesi öğretim üyeleri, Ege Üniversitesi Televizyonu ve BİTAM personeli ile üniversitenin çeşitli bölüm ve merkezlerinden çok sayıda kişi katıldı.
Sergiyi 15 Mayıs 2013 tarihine kadar, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Poliklinik Koridoru zemin katta izleyebilirsiniz.

23 Nisan 2013 Salı

MEDİKAL İLLUSTRASYON SERGİSİ

Sevgili Dostlarım,
Yıllardır hayalini kurduğum projemde sona yaklaştık. Önümüzdeki hafta bugün ilk kişisel sergim açılıyor. Elde edilecek gelirin tamamı EGEONKODER EGE LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR VE ONKOLOJİ DERNEĞİ'ne bağışlanacak sergiyi mümkün olursa gelip gezmenizi, geribildirimlerinizi iletmenizi heyecanla bekliyorum. Hepinize sevgiler...


EGEONKODER
EGE LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR VE ONKOLOJİ DERNEĞİ

Hastanede konuk edilen ve kanser tanısı alan çocuklarımızın ve ailelerinin psiko-sosyo-kültürel açıdan desteklenmeleri için akademisyenler, sağlık profesyonelleri, gönüllüler ve ailelerin işbirliğiyle 2006 yılında kurulmuştur. Merkezi İzmir olup yedi yıl içinde çok sayıda aktivite gerçekleştirmiştir. Gereksinimi olan ailelere maddi yardım yanı sıra, yatarak veya ayaktan tedavi gören ya da tedavisini bitirmiş çocuklara parti, konser, gösteri, geziler düzenlemektedir. Çocukların eğitim masraflarına katkıda bulunmakta ve burs vermektedir. Çocuk ve ailelerin hastalıklarla ilgili bilgi düzeyinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır. Derneğimiz tüm bu aktivitelerinde, çok sayıda sanatçı, topluluk, grup, birlik, okul, belediyeler ve diğer sivil toplum örgütleri ile işbirliği kurmaktadır.

27 Mart 2013 Çarşamba

ATÖLYE İLK BÖLÜMÜ İLE YAYINDAYDI



Geçtiğimiz hafta TV programımız ATÖLYE, ilk bölümü ile Ege Üniversitesi Televizyonu'ndaydı.

Ege Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Çalgı Yapımı Bölümü'nden değerli hocalarımız Öğr. Gör. Aytaç Akarçay ve Öğr. Gör. Atilla Okan'ı stüdyomuzda ağırladık. Konservatuvarın çalgı yapım atölyelerinde gerçekleştirdiğimiz çekimler ve öğrenci röpörtajları eşliğinde keyifli bir sohbet yaptık. Geçtiğimiz haftalarda İzmir'de gerçekleşen Salvador Dali sergisinden izlenimlerimizi yer aldığı ve önümüzdeki haftaların etkinliklerinin de tanıtıldığı programımızı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarız.

16 Mart 2013 Cumartesi

ATÖLYE SABAH KEYFİ'NDE


Ege Üniversitesi Televizyonu için hazırladığımız Atölye programını 6 Mart 2013 tarihinde yine Ege Üniversitesi TV'de yayınlanan Yeliz Tuna ile Sabah Keyfi'nde tanıttık.

Sanatla ilgileniyor olup çok konuşmanın bir sanat programı yapmak için yeterli olabileceğini düşünmek ne büyük bir handikap! Haftalardır sizlere güzel, keyifli, dolu bir program sunabilmek için çalışıyoruz ancak henüz her şey o kadar yeni ve biz o kadar acemiyiz ki, hatalarımız azımsanamayacak kadar çok... Ama biz çok heyecanlıyız, işimizi seviyoruz ve inanıyoruz.Atölye'de her şey güzel olacak...

Linki tıklayarak programı izleyebilirsiniz.
http://www.youtube.com/watch?v=Nr-psfB3wzs


12 Şubat 2013 Salı

'Aile Hekimleri için Kulak Burun Boğaz' Kitabı İllustrasyonları






Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Doç. Dr. Raşit Midilli'nin yazmış olduğu 'Aile Hekimleri için Kulak, Burun, Boğaz' isimli kitap için hazırladığımız illustrasyonların bir kısmını paylaşmaktan mutluluk duyarım. Kendileri ile çalışmanın büyük bir keyif olduğu Sayın Raşit Midilli'ye ve Bilimsel Tıp Yayınevi'ne teşekkür ederim.






8 Şubat 2013 Cuma

ALZHEIMER


Alzheimer hastalığı, günlük yaşamsal aktivitelerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulma ile karakterize,  davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalıktır. Demansın en sık görülen tipidir.

Benim dilimden ve bakış açımdan ise, sebepsiz bir gülümseme ve buğulu gözler ile karaterize, beyinde bir bulutsuluk hali ile uçuşan kuşların eşlik ettiği 'zaman ötesi' bir durumdur.

Beni Alzheimer konulu kitap kapağı için bir ay düşünderen, bir ayın sonunda tüm bir gün ve uykusuz bir gece sonunda tamamladığım son çalışmamı beğenilerinize sunarım.




7 Şubat 2013 Perşembe

BEC 2013 AFİŞ ÇALIŞMALARI


6. Uluslararası Biyomühendislik Kongresi (6th International Bioengineering Congress (BEC2013)) ile 19. Uluslararası Biyomedikal Sempozumu (19th International Biomedical Science and Technology Symposium (BIOMED2013))  için hazırlamış olduğum afiş çalışmaları...  Kongre detaylarına linkten ulaşabilirsiniz. http://www.bec2013.com/




28 Aralık 2012 Cuma

illusTRasyon Kitabı












395 illustratör tarafından 1622 eser ile 590 sayfa, 2 cilt olarak hazırlanan, Türk illustratörlerini ve Türk illustrasyon sanatını kapsamlı olarak okuyucuya aktaran 'İLLUSTRASYON' kitabı çıktı.
Alternatif Yayıncılık tarafından arşivimize katılan bu değerli kitabın editörlüğünü Ali Çam üstlendi.
Benim de 30 kadar çalışmamın yer aldığı bu kitapta, bana hem mesleğimi hem kişisel çalışmalarımı tanıtma imkanı verdikleri için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.